3 Ocak 2011 Pazartesi

Cercis Murat Konağı


Cercis Murat için türkü çığıra bilir ya da methiyeler düzebilirim!

Mardin'e gitmiş bir çok insandan duyduğum Cercis Murat konağı İstanbul şubesini açtığından beri gidilmesi gerekenler listemizdeydi. Geçtiğimiz hafta bir arkadaşımızın doğumgünü bahanesi ile gittik (Yeni yaşın kutlu olsun Bora!)

Cercis Murat da yemek dışında en hoşuma giden şey yemeklerin sunumu oldu. Öncelikle mezeler birer kepçe içinde tepsiyle masaya geliyor içecekler ise kase içinde. İnsan kendini ister istemez ağa gibi hissediyor öyle bir ikram karşısında.Kasede şarap!

Biz gittiğimizde Halep yemekleri ayıydı (Her ay bir mutfağa ayrılıyor, isteyen klasik Mardin menüsünün dışında bu menüyü alabiliyor.) Mardin yemekleri nasıl olsa her ay burada Halep yemeklerini kaçırmayalım diyerek biz Halep menüsü aldık. Ocakta Süryani yemekleri Şubatta ise Lübnan yemekleri menüleri olacakmış.

Rivayete göre mırra bardağını masaya ilk koyan bardağı altınla doldururmuş, tabi artık bu gelenek "Bardağı masaya ilk koyan Mırracıya bahşiş verir" olmuş.

Neleri mutlaka tatmalısınız?
  • Mezel tabağı MUTLAKA! (Patlıcan salatası gibi jenerik bir meze bile fark yaratıyordu)
  • Mezelerden favorim kısır oldu, bildiğimiz kısırdan farklı kavrulmuş / daha diri bulgurla yapılmış değişik bir tarifti.
  • İrmik tatlısı (Daha sulu, şebetli bir tarif, biz ilk kez yedik)
  • Kaburga dolması. Hayvanı masaj yaparak öldürmüşler dedi masadan bir arkadaşımız. Hayatımda yediğim en yumuşak et olabilir. Pilavı başka eti başka güzel.
  • Özel Cercis şarabı. İçimi inanılmaz güzel ve yumuşak.
  • Kakuleli Mırra

27 Aralık 2010 Pazartesi

Hardal & Salon İKSV


Bir süredir duyduğum ama gitme fırsatı bulamadığım Hardal'a uğradık Melissa auf der maur konseri öncesinde.

Yemekten sonra gittiğimiz için yemeklerini test etme fırsatı bulamadık ancak kokteylleri oldukça başarılıydı. Son bir kaç aydır kokteyl merakı sardı beni ancak malesef güzel kokteyl hazırlayan yer bulmak oldukça zor. Neyse ki Hardal'ın kokteylleri denediğimiz kadarıyla oldukça başarılıydı.
Ben kir royal ve çilekli mojito içtim, ikisinden de çok memnun kaldım, Bottes ise simple life'ı denedi, adı gibi sade bir tat. Yakın zamanda bir daha gidip yemeklerini de denemek istiyoruz.


Hardal'dan sonra ise konser için Salon İKSV'e gittik. Bir süredir adam gibi müzik dinlenecek mekan bulamadığım için pek bir yere gitmiyordum ama belli ki Salon bu eksiği kapatacak. Çok büyük değil ama yüsek duvarları sayesinde ferahlık hissi veriyor ve en önemlisi sahne her yerden çok rahat görünüyor (1.60'lık boyumla bile en arkalardan rahat rahat gördüm sahneyi)

11 Aralık 2010 Cumartesi

Big Chefs sen ne güzelmişsin

Geçen gün Etiler Big Chefs'de kahvaltı etmeye gittik.

Eski Paul ün yerini almışlar kendilerine çok güzel bir yer yapmışlar. Girişte bir kaç kanepe, kendi zeytinyağlarının , birkaç yemek kitabının sunulduğu bir alan ve fonda dev gibi bir mutfak ile karışılıyor sizi Etiler Big Chefs.

Etrafı pek inceleyemeden yerimize oturduk ve "Kavurlamlı yumurta", "Scrambled eggs" ve "Bruchetta kahvaltı" istedik. Yumurtalar mükemmeldi, çay çok lezzetli ve tazeydi, minik ekmekler sıcak geldi ve çok lezizlerdi. Üstünde BigChefs yazan zeytinyağlarının tadı inanılmazdı zeytin yağlar ayrıca da satılıyor sanırız ancak (nedense) sormadan çıktık.

Bruchettayı pek beğenmedik açıkçası, belki de peyniri bizim beklediğimiz gibi olmadığı için beğenmemişizdir ancak sonradan yediğimiz tatlı ve kahveler ile kalbimizde ayrı bir yer edindi BigChefs =)

Kavurmalı omlet - Bruchetta - Sakızlı krem brule milföy

Sakızlı Krem Brulee Milföy , yanında San Fransisco Steamer (Milk tarafından gasp edildi) ve Cafe Melange mükemmel bir kahfaltı bitişi, gün başlangıcı oldu.

İçtiğim en güzel kahvelerden biri : San Fransisco Steamer

Menüsü kocaman olan bu yeri tek seferde bitirmeyiz muhtemelen, yakın bir zamanda yemekleri de "sizin" için deneyip yorumlarımızı yaparız gibime geliyor.

not: o kadar çok ve güzel görünen kokteyl vardı ki sarhoş olmamak elde olmayacak =)

27 Ağustos 2010 Cuma

Pitada meksika fasülyesi


Aslında bu tarifi yapalı epey oluyor ama ancak yazmaya vakit bulabildim.
Çok kolay, lezzetli ve ÇOK doyurucu bir tarif. Meksika yemekleri Türk yemeklerine çok yakın aslında ama nedense Türkiyede yeterince yayılamadı.


Malzemeler:

1 beyaz soğan küp küp doğanmış
2 diş sarımsak - isteğe göre
250 gr kıyma
400 gr kırmızı meksika fasülyesi
1 ince doğranmış kırmızı biber
1 su bardağı domates püresi
İsteğe göre 2 kaşık chilli sos
1 çorba kaşığı sıvı yağ


Hazırlanışı:

Pitaları ve cheddar peynirini kenara ayırıyoruz.
Soğanı ve sarımsağı yağda iki dakika kadar pişirdikten sonra kıymayı ekliyoruz.


Kıymalar kahverengi olduktan önce fasülyeleri bir kaç dakika sonra da geri kalan malzemeleri ekliyoruz. 5 dakika kadar kavurduktan sonra ateşten alıyoruz.


Bu arada pitaları ortadan ikiye kesin. Hazırladığınız harcı pitalara doldurun ve fırın kabına dik duracak şekilde yerleştirin.


Son olarak üzerini keyfinize göre bir ya da iki kat cheddar peyniri ile kapatın ve pitaları önceden ısıttığınız fırına koyup üstündeki peynir eriyene kadar bekleyin.

Notlar:
  • Biz fasülyeyi koymadan önce yıkamayı tercih ettik
  • Fırın tepsisinde dik durmadıkları için kek kalıbına yerleştirdik.
  • Birayla birlikte mükemmel ikiliyi oluşturuyorlar.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Sedef adası

Plajdan bakınca...

Geçtiğimiz cumartesi Sedef adasındaydık. Adaları çok sevmeme ve sıksık gitmeme rağmen Sedef adasına hiç gitmemiştim (Annem ben çocukken çok sık gittiğimizi söylüyor ama hatırlamıyorum haliyle)

Sedef adası diğer adalardan biraz farklı, adanın hemen hemen tamamı özel mülk, bu nedenle ring seferleri yok, çok az vapur uğruyor Sedef adasına. İdo'nun günde (yanılmıyorsam) 3 seferi var, ayrıca kendi teknenizle de gidebiliyorsunuz. Fazla ziyaretçisi olmadığı için dokunulmamış, doğal ve temiz kalmış bir mekan. Adada dışarıdan gelenlerin gidebileceği 2 yer var. Bunlardan biri Port sedef diğeri ise Club Ada Sedef

Club Ada Sedef

Port sedef açıldığından beri çok popüler ancak Club Ada'yı yakın zamana kadar hiç duymamıştım. Mekan 45 yıllık Sedef Adalı, işletmeci Habil Gürsoy, Maçka Brasserie ortaklarından biri Gökhan Cüceloğlu ve PortSedef'in kurucu ortağı Muhittin Ülkü tarafından kurulmuş. Mekan adanın İstanbul'a bakmayan tarafında olduğu için orada bulunduğunuz sürece kendinizi başka bir şehirdeymiş gibi hissediyorsunuz. Deniz'i istanbul'da girebileceğiniz en temiz deniz (Rapor istedik gitmeden:) )

Yemek alanının manzarası

Yemekler de mekana yaraşır derecede güzel. Ekmekler fırından çıkıp önünüze geliyor, salatalar taptaze. Pek fazla meze almadık ancak mezeler de çok güzel görünüyorlardı. Fiyatlar ortalamanın üstünde ancak özel bir gün için değer. Gün dediğime bakmayın eğer denize girmek gibi bir derdiniz yoksa akşam güneş batmadan biraz önce gidip şahane gün batımı manzarasını izleyip gece çok hoş bir yemek yiyebilirsiniz.


9 Temmuz 2010 Cuma

Yaz Partisi Yemekleri


Milk beni gerçekten çoook keyifli bir yere götürdü =) O kadar heyecanlandım meraklandım, aldığım keyifin yanında sıfır kaldı =)

Maslak Beynigiz plaza da ki MSA'da Yaz Partisi yemekleri "workshop"una katıldık.
Çok accaip, bir o kadar güzel bir yer. Profesyonel sınıflar , akşam gittiğimiz için kapalıydı ama, çok ilginç duruyor. Biz amatör gruplar için olan sınıftaydık. 10 adet (sanırım) ocak (ortasında kocaman yeri olan 5 gözlülerden çok eylenceli), tezgah, buzdolabı (minik), öğretmenin tezgahını görebildiğimiz ekranlar (uzak istasyonlar için oldukça faydalı) falan var. Her istasyonda 2 kişi çalışıyor (olayın keyfi burdaydı bence). Önce yapıyor sonra yiyorsunuz. Yemekle beraber servis edilen şarap yemeklerin lezzetini tamamladı.

Kursa katılan herkese tariflerin bulunduğu birer kitapçık, mutfak önlüğü ve beyaz şapkalardan verdiler. Gerek hocanın, gerek yardımcılarının cana yakınlıklar ve yardımları keyfimize keyif kattı.
Biz Osman Bahadır'ın öğretmenliğinde "Yaz Partisi" yemekleri kursuna katıldık. Kurs 19.00 da başladı 23.00 gibi bitti. Yağmur dolayısıyla biz hemen çıktık ancak kalanlar da oldu.

Menümüz;
  • Mercimekli samosa, tatlı ekşi sos ile (bol baharatlı hindistan yemeği, yufka yada açma hamurun içinde kızartılıyor, çoook lezzetliydi)
  • Tavuk but parçaları, picatta milanese sos ile (tereyağında, una bulanarak kızartılan, sosu da accaip lezzetli olan arpaçcık soğanlı leziz birşey)
  • Fish cakes, sweet chili sos ile (Fileto levreğin bu hale gelebileceğine yapmasam inanmazdım)
  • Karamelize soğanlı mini çizburgerler (Karamelize soğan yapabildiğime inanıyordum meğer yanışmışım =), hamburger köftesi için accaip leziz bir tarif öğrenmiş olduk, dükkan burgerin sırrıymış)
  • Vodkalı kavun Gazpacho (Hazırladıktan sonra servis edilecek hale gelmesi biraz uzun sürdü ancak çok lezzetli, tatlı, bomba gibi bir içki)
Tariflerde ki bütün sosları yapmayı da öğrendik. Fotograflar Milk'de, paylaşmıcam diye tehtit etti ama umarım paylaşır =)

İnternet sitelerinden atölyeleri takip edebilirsiniz. Hem yeni şeyleri öğrenip, hem lezzetli yemekler yiyip, çoook keyifli, tadı damağınızda kalıcak bir akşam geçireceğinize eminim. En azından benim için öyleydi, herkese tavsiye ederim.

Tariflerin detaylarını evde yaptıkça fotograflarıyla paylaşıcaz =)

Teşekkürler Milkm =*


7 Temmuz 2010 Çarşamba

Heyecanlı Bekleyiş


Milk yarın için yaz yemekleri kursuna götürecek beni =)

8'inde Benimsin dedi ... Meraklı ben tabii ki duramadım o kadar ve üstün ısrar tekniklerimle süprizi öğrendim =) Gerçi "süpriz" in tabiatı gereği bilmemek ve meraktan kudurmak var ama =) dayanamadım...

Öğrendim de çok mu tatmin oldu merak duygum hayır. Daha çok merak etmeye başladım. Yarın akşam "Yaz Yemekleri" yapmayı öğrenmeye gidiyoruz... Menü hakkında da bir bilgim yok ve gerçekten merak ediyorum neler yapıcaz diye...

Yepyeni tariflerle geri dönüceeez!...

Milk menüyü söyleseneeee, noooolurrr =)


 
Bootes au lait. Design by Wpthemedesigner. Converted To Blogger Template By Anshul Tested by Blogger Templates.
Site Meter